Tuesday 6 December 2011

Sandelyenin kenarında oturmamak lazım

Felsefe çok havalı bir kelime bir o kadar da ağır, anlamlı.

Üstün Dökmen bugünkü konuşmasında insanın hayat felsefesinin ne olması ve ne olmaması gerektiğine dair anlamlı mesajlar verdi.

Adam doğru söylüyor beyler. İnsan sandalyenin ucunda oturmamalı. Her an kalkıp koşacak gibi; yetişmesi gereken şeylerin peşinde, o anı rahatsız - iğne üstünde, ayaklarını uzatmadan oturmamalı.



Dinlerken bunları, geçen okuduğum bir tivit geldi aklıma "bütün gün ayaklarımı uzatmadığımı fark ettim.Öğün atlamak gibi bir şey bu..", hafif bir rahatlama geldi üstüme ayaklarımı uzatarak oturdum.

Hayatta da böyle yaşamak gerektiğinden bahsetti Üstün hoca. Sürekli stres kafasında, bir şeylere yetişmeye çalışmaktan aslında ne yaptığını unuturcasınahayatın ucunda oturmamalı.


Tüm salon bacaklarını uzatıp da öndeki sandalyeyle aramızdaki yere bacaklarımız sığmayınca dedim "çok iyi kafalardaki insanları takip ediyorum ben beeeah".

O neyse de, gerçekten hatta seriously, sandelyenin ucunda oturmamak lazım. Misal ben, sekiz şeklinde otururum sandelyede. Hatta şık restoranlarda, tiyatroda, misafirlikte ve benzeri yerlerde önce has..tir der düzgün oturur ilerleyen dakikalarda sandelyeye sığamaz sekize bağlarım. Yerleşiğim hayata. Ama gel gör ki, bazen andalyenin ucunda, kıyısında köşesinde iş yapıyorum. Hiçbir şekilde ne yaptığımı sonradan hatırlayamıyorum ki aslında fil gibidir hafızam. O emaili gönderdim mi çıkmadan, o exceli nereye kaydettim, formüle hangi hücreleri dahil ettim filan zıkkım hiçbir şey hatırlamıyorum. Tabi ne denli keyif alarak iş yapıyor olduğum tartışmasız(!) Şimdi bunu yaz bi' köşeye, bundan sonra hem o tivit hem bu felsefe aklına gelsin gelsin, tekrar ederek öğren, öğrenilmiş davranış yerleşsin, chillax modu default yap.

Zaten fonda sürekli goodmorning çalsa william fitzsimmonsdan rahat edecek herkes de substance abuse yapmadan o kafa gelmiyor adama ya.

Oha, bu arada, plaza mlaza ama yine de şirketi tuttum bugün. Üstün hocayı getirmek başlı başına mindset'in fena olmadığının göstergesi ki bi de adamın mobbing gibi "..şşt.. şşt" kategorisindeki bir konudan bahsetmesine eyvallah demek baya iyi. Bir plazanın tüm karakteristik özelliklerini gösteriyor ama arada insana "bak o yönüne eyvallah" detirtiyor. I appreciate that!

Atlassian'ın kendini bozup Sarah'ın istifa ettiği bir yüzyılda yaşıyoruz en nihayetinde.

Rahat kafası o kadar kolay gelen bir şey değil bu arada. Kişinin leverage pointi organize, sonraki adımın ihtimallerine hazırlıklı olmak gibi rahata biraz mesafeli konumlanmış bir kafa olunca, zor.

Bakıcaz. Ama "baktın mı olmuyor, bakmayacaksın" stayla değil. Baya bakıcaz.


No comments: