Tuesday, 21 June 2011

Akıllı olmak lazım, farkında olmak lazım (!)


Kabul edilemez birçok şey çaktırmadan normalize oluyor.
Farkında olmak lazım!
Sorgulamadan kabul etmemek lazım.
"Hayır" diyebilmek, sesini duyurmak, bunun için çabalamak lazım. - susup oturmaktan iyidir!

Wednesday, 15 June 2011

Travel Often: Getting Lost Will Help You Find Yourself - Amsterdam loading

Its the long waited, expected to be perfect I am sterdam triB

2011'in mottosu "Travel often: getting lost will help you find yourself" kapsamında Haziran ayında I am sterdam'dayız.

2011'in sonradan çıkan, bizi hazırlıksız yakalayan, benimsemesi - içselleştirmesi daha zor olan mottosu "Change is good..Embrace it!" kapsamında hayatımıza giren Selicin'in de the perfect I am sterdam tribinin bir parçası olacak olması ayrı bir heyecan!

HepAmaHepAğır ile ne kafalar yaşayacağız belli değil!

Peki, valize ne koyacağız?!

Thursday, 9 June 2011

The Elephant

Depresyona girmeye hazırlanıyorum.
Bir fırsat bulsam, aynı bu arkadaş gibi vurup kafayı yatacağım ve dünyayla ilişiğimi keseceğim.
Küsüp gideceğim.
Uyuyup unutacağım.


Depresyondan çıktığımda da i'll be this fella!



Wednesday, 1 June 2011

Change is Good..Embrace it!


İveeeet sanmıştık ki 2011'in mottosu "Travel often: getting lost will help you find yourself" olacak ama kısmet! Meğer, mottomuzun "Change is good..Embrace it!" olacağı varmış..

Bir numaralı HepAmaHepağır'ın tanımlamasıyla S.E. (a.k.a Selim Effect) başlı başına bir paradigm shift zaten. Bir de üstüne ev değiştirme.. Bir sonraki hedefim de din değiştirme (!) anasını satayım bi o kaldı aq değişmeyen!

HepAmaHepAğır'la değişimden korkmaktan konuştuk. Ahh gözünü sevdiğimin alışılmışlığı, düzeni, 'bilme' hissi! Ne kadar da tedirgin ediyor, korkutuyor insanı "bilinmeyen".
Ama benim bu limbo kafasına hiç tahammülüm yok asıl!
Belirsizlik eywallah büyük sıkıntı, böyle götüne güvenip risk almacalar borozan çalmacalar filan zor tabi ama kararsızlık, arada kalmak; arafta kalmak gibi, tepkisizlik gibi biraz, insanın oksijenini alıyor, böyle 'sucks the life out of me' dedirtiyor, boğuyor.

Benim bi' "verdiğim karar doğru karardır" kafam var.
Şimdi, Allah içimize sindirsin artık!

Önce "ha oldu, hadi noldu" dönemi var önümüzde. Geçişler uğraştırır ya insanı.
En basitinden o ev temizlenecek te boyanacak ta yeni eşyalar taşınacak ondan sonra yerleştirilecek ve bakalım keyifle oturabiliyor muyuz oturamıyor muyuz ancak o zaman bakacağız duruma. Yani, belirsizlik ('hadi biz bu riski aldık ta return noldu???' sorusunun cevabı) belirsiz olarak kalmaya bir müddet daha devam edeceği gibi arada extradan enerji sarf ettirecek bir sürü de şey olacak. Bunları düşünüp proportiondan çıkartmamak lazım biraz kervan yolda düzülür zihniyeti gerek bu noktada.

Sonra yatışacak elbet bu dalgalı dönem, su akıp yavaş yavaş yolunu bulacak, göreceğiz aksiyonlarımızın ramifikasyonlarını o zaman. İnşallah, memnun oluruz göreceğimiz resimden. Olmasak ta o resim benim olacak, bu da önemli.

Change is good yaaa embrace etmeli!
Embrace edince zaten bu baş ağrıları geçecek, içimdeki huzursuzluk dinecek.
Karar almaya korkmamalı, karar alamamak daha büyük eziklik.
Her zaman bir opportunity cost var zaten ama değer de bizim biçtiğimiz birşey, algımıza has.
Bir şeyi seçmek diğer tüm opsiyonları terk etmek, öldürmek olmasaydı 'doğru' şeyi seçtiğimizi anladığımızda bu kadar tatmin olmazdık.
Buradaki tek sıkıntı algımızın değişkenliği. Bugün X gördüğünü yarın Y yorumlayabilirsin. Algın, değer yargıların değişebilir.
Allah önce düşük gördüğün opportunity cost'u zamanla algınla oynayıp büyük göstertmesin! diye dua etmek en sağlıklısı belki de.
Bir de kararları vermek lazım, kendi kendine.
Çok düşünüp baş ağrısında çığır açmamak lazım.

Bir sufi öğretisinde de dediği gibi " 'Düzenim bozulur hayatımın altı üstüne gelir' diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? "